Yine sakin esiyor hava, gözlerim kanlı.
Yakışıklı bir kız var aklımda.
Mavi bir duygu, hüzünlüyüm sanırım.
Az kalmış bir şeylere!
Rüzgar güneşi söndürecek, az kalmış.
Karanlık çöküyor artık, ışıklar kapalı.
Kravatımı bağlıyorum, iki elimle.
Sandalyenin bacaklarına güveniyorum, dimdik.
Buranın ötesinde hiçbir şey yok diyor.
Senin olan hiçbir şey yokmuş.
Her rüzgarın ardında kokun var oysa!
Ve kokun huzurdan yapılmış.
Buranın ötesinde bir şey yokmuş.
Senin olan hiç bir şey hem de!
Ama rüzgarın dilinde sesin var.
Ve sesin müzik gibi.
Büyük ağaçlar korurdu hep, küçük çimenleri.
Yaşlandıklarında çayır oldular.
Yalın ayak gezdiğin toprak çamur oldu.
İçimde bir şeyler garipleşti artık.
Gözlerimde bir acayiplik var.
Eğer bu yoldan bir daha geçersen.
Kesinlikle burada dinlenebilirsin.
Güneşin batışına baksana hem, gemi gibi!
Zaman tükenmek bilmez diyorlar.
Hiç zamanım kalmadı biliyor musun?
Bazen, sessizlik gök gürültüsü gibi olabiliyor aşkım.
Körlerin kupasına bozukluk atman gerekiyor.
Kaderi düğümlemen ve kopan iplere tutunman.
Gidecek yerin olmadan dolaşıyorsun.
Kalacak yerin varmış gibi duruyorsun.
Yağmur ayakkabılarına yağıyor.
Yinede yalın ayak dolaşıyorsun.
Olanlara aldırmıyorsun!
Rüzgar hatırlatıyor her şeyi.
Havanın soğukluğunu.
Güneşin söneceğini.
Yağmurun ıslattığını.
Dizlerinin kırılacağını.
Toprağın bulaştığını.
Çamurun doğallığını.
Her şeyi hatırlatıyor aşkım.
Buranın ötesinde hiç bir şey yok çünkü!
Sadece sen varsın.
” sakin esiyor hava,
gözlerim kanlı.
Yakışıklı bir kız var aklımda.
Mavi bir duygu,
Karanlık çöküyor”…
Rastgele birkaçını seçtim ama tanımlamalar çok güzel ve zihin açıcı 🙂
Teşekkürler.
akışta olmasını istiyorum hep kelimelerin.. küçük bir akarsu gibi.. tam zihinlik 🙂 ben teşekkür ederim..