Bazı dalgalar denizde, bazıları beyinde, birkaç tanesi de uzayda yayılırken, amaç boşluğu dolduran enerjinin taşınması ve kıvırcık saçlarını tarif etmektir.
Rüzgar dalgaları, titreyen bacaklar, kıvrımlı vücutlar, müziğin sesi, kısacası tüm dalgalar, biraz canlı olduğumuzu hatırlamamız, biraz da varlığımız içindir.
Gama, hiper aktif ve deliler için uygun radyo kanalıyken; Beta, uyanık ve çakalların uğrak frekansı-dır. Alfa ise rahat geniş insanları titretirken; Teta, hipnoz edilmiş kişilik bozukluğu yaşayanların frekansı-dır. Delta kanalı ki bence çok seversiniz, bebeklerin tercih ettiği bilinçsiz ve aşırı neşeli olan kanaldır.
Bu açıklamaları size hikayenin kurgusu için yaptım. Umarım radyoları güncelleyebiliriz…
Günümüzde birçok insan Teta kanalında iletişim kuruyor. Yani, karşılaştığınız insanların çoğu bu dalga boyunda titreşim yaymakta ve tek kanallı radyolarını nasıl farklı frekanslara taşıyabileceklerini bilmiyorlar…
Aslında bu tip frekansların varlığından pek haberleri yok. Beyinleri farkında olsa dahi onlar farkında değiller. Ve kanalları değiştirmenizi sağlayacak olan şey, meditasyon. Farklı frekanslara geçmenizi sağlayan bu uygulama hepinizin tatması gereken Delta kanalına ücretsiz geçiş bileti…
İleri giderken arkanıza bakmıyorsunuz ve boynunuz tutulmuyor. Ha! Bir de kendinize roket alabiliyorsunuz. Çünkü, artık arabalar istediğiniz yere gitmiyor.
On yaşında kız çocuğuna masal anlatıp, sorduklarını çok net idrak edebildiğinizde, bu frekans çok ama çok hoşunuza gidebiliyor.
Gelelim kurgu hikayemize, umarım keyfinizi ikiye katlayabilirim.
Mavi! Gecenin en lacivert zamanında gözlerini ovuşturmaya başladı. O gece, okyanus gibi minderlerin üstüne yayılmış esneyip dururken minik ağzıyla suyun üstünde kalmaya çabalıyordu. Bedeni ona kütük gibi gelse de uyku ona yüzmek kadar çekici hiç gelmedi.
- Mavi kızım! hadi uyuyalım artık.
- Ama baba! Uyumadan önce bir hikaye anlatır mısın?
- Amacın hikaye dinleyerek uyumak mı, yoksa uyku süresini kısaltmak mı kızım?
- Hikayelerini seviyorum baba, amacım biraz daha su üstünde kalmak…
Ona sorular sormadan güveneceğiniz bir an varsa o da uyku öncesi hikaye anıdır.
- Peki kızım! O halde dinle bakalım!
- Yuppiii!
Zamanın birinde geniş düzlüklere kurulmuş, bol rüzgarlı, bol kıvrımlı ve çok verimli olan Teta Krallığı, büyük öfkeli bulutlar tarafından kuşatılır. Haberi alan Teta Kralı Frekanso, derhal en sevdiği oğlu Deltaro’yu huzuruna çağırarak bu felaket için onu görevlendirmeye karar verir.
Prens, alfa boyunun asaletine, gama boyunun cesaretine, beta boyunun kurnazlığına ve delta boyunun ateşine sahiptir. Hemen Kral’ın huzuruna çıkar ve verilen emirleri dinlemeye başlar. Kral, öfkeli bulutları bozguna uğratacak emirlerini bir bir sıralarken; Prens bu frekanstan yani Teta Kralı’ndan gelen emirleri ne anlar ne de anlamlı bulur. Adeta kulakları duymaz ve sanki sağır olmuştur. Bu durum Frekanso’yu çok ama çok öfkelendir-ince Deltaro’yu krallığından kovarak onu cezalandırmaya karar verir.
- Baba, bu Kral çok komik. Gel demiş, git demiş, kovmuş ve cezalandırmış. Ee! Prens, her dediğini yapmış.
-
Dahası da var kızım.
Olanı biteni anlayamayan Prens, kaderine razı gelerek geniş düzlükleri keşfetmeye karar vermiş. Çıktığı yolculukta herhangi bir öfkeli buluta ya da keyfini kaçıracak herhangi bir olaya da rastlamamış. Bir süre sonra Teta Kralı, Prensin bu halinden rahatsız olarak verdiği cezanın yetersiz olduğunu düşünmeye başlamış. Ve hemen büyücü Ormosis’i Prensi bulmak ve onu cezalandırmakla görevlendirmiş.
Ceza, Prensin küçük bir böceğe dönüştürülme-siymiş. Eğer Prens bu durumdan kurtulmak isterse Kralın istediğini yerine getirmeliymiş.
Ormosis hemen Prensi bulmuş ve onu küçük bir böceğe çevirmiş.
- Baba! Teta Kralı böceklerle iletişim kurabiliyor mu?
- ….gülücük…. Sanmıyorum kızım.
- Sürekli kendini cezalandırıyor sanki…
- Krallar asıl eğitimlerini çocuklarından alır kızım. Lakin, bununla yüzleşmek kolay değil sanırım. Devam edeyim mi?
- Eveet!
Böceğe dönüşen Prens, geçirdiği değişim sonucunda bir dolu yiyeceğe ve çok güçlü iki kanada sahip olmuş. Öğreneceği bir sürü şey, keşfedeceği bir sürü yer olduğu için yaşadığı bu değişim ona çok ama çok iyi gelmiş. Yine kaderine razı gelen Prens yolculuğun tadını çıkarıp bir sürü yeni şey keşfederken, Kral Frekanso sinirden küplere binerek ince bir hastalığa yakalanmış.
Kral artık konuşamıyor emir veremiyormuş öfkeli bulutlar şatosunun etrafını tamamen kuşatmışlar. Kral iyiden iyiye acı çekiyor ama derdini kimseye anlatamıyormuş. Yatağında öylece debelenip dururken küçük bir böcek çıka gelmiş ve Kralın alnına konuvermiş. Böcekten rahatsız olan Kral, hareket edemiyor, ses çıkaramıyor, lakin böceğin alnında durmasını da istemiyormuş.
En sonunda istediği şeyi içinden bir dilek gibi geçirmiş ve böcek hafifçe havalandıktan hemen sonra bizim Prens’e dönüşmüş.
- Ahahaha baba! Kralın bütün dilekleri gerçekleşiyor farkında mısın?
- Evet ve Kralların öğrenmesi gerekende bu… Dilekler, gerçekleşen emirlerdir kızım!
Prens, tekrar insan olduğunda sahip olduğu Delta ateşini kullanarak bulutları hemen dağıtmış ve Krallığa mutluluğu ve barışı tekrar getirmiş. Kralına duyduğu sevgiyi, bağlılığı, geçirdiği tüm bu değişimlere razı gelerek neşeyle kucaklayan Prens, yeni Kral olmaya hak kazanmış.
Teta Kralı Frekanso ise aldığı bütün bu derslerden sonra kendi yolculuğuna çıkmaya ve hayata başka pencerelerden bakmaya karar vermiş.
- Baba! hala uykum gelmedi ama…
- Kuzum! Sana bu hikayeyi anlatmaktaki asıl amacım uykunun önemiydi.
- Nasıl yani? Bu hikayenin uyumakla ne ilgisi var ki?
- Teta uykusuz kalmış Kral, Delta ise uykusunu almış Prens’tir. Sen ise kocaman bir Okyanus’sun! Anladın mı şimdi?
- Zzzzzzzzz!
Hey ahali! Eğitim verdiğiniz çocuklar öğrenci rolünü neşeyle kabul ederler. Büyüdükçe kaybettiğimiz şey, işte o neşeyle kabul halidir! Bir çocuk düşebilir, ağlayabilir, çılgınca kahkahalar atıp, altına sıçabilir. Ama siz büyükler bu şeyleri yapamazsınız öyle değil mi? Bence biraz daha düşünün!
Dilekler, gerçekleşen emirlerdir!
Sağlıcakla…
Yaşasın kıvırcık kardeşliği 🙂
Yaşasın! ?
Rezonans (frekansını) da unutmayalım hocam. Benim çok sevdiğim kelimedir.
🙂 alfa evet..