Bakır, eğimli ve esnek göründüğünde!
Küçük ama iliğinde duran, kahverengi düğmeleri!
Ve kıvırcık saçları, yüzüne çok iyi olmuştu.
Hiç sırıtmıyordu.
Daha çok, gülümseme gibiydi o surat.
Odasındaki çiçekler dahil, her şeye canını veriyor.
Yaşadığını, kimseye çaktırmıyordu!
Buna “yaşatmak” desem daha iyi aslında.
Tuhaf aralıklarla bakıyor.
Ve aklından geçenleri size söyledikten sonra.
Fikir değiştirip, sana haber veriyordu.
(Senli benli, sizli bizli) konuşabiliyordu yani.
Damara göre şerbet.
Tatlıya göre kaşık.
Yerine göre sulu.
Ama genellikle, samimiydi.
Bildiği ne varsa unutup, tam bir salağa.
Ya da size her şeyi hatırlatıp, bir dahiye hayat verebiliyordu.
Bilimsel kimliğiyle, içindeki kaltak savaşıyordu bazen!
Amazon bedeniyle, çıt kırıldım takılıyordu bazen!
Öğle yemeklerinde, güneş gören yerlere oturup!
Akşam yemeklerinde, ay ışığı arıyordu!
Küçük elektrik sobalarını, mum sanıyor!
İnsanın içini ısıtıyordu.
Bazen, melez olmanın verdiği avantaj diyordu.
Bazen, saçma sapan şekilde kıvranıyordu.
Ama genellikle samimiydi.
Normalde, yani çoğu zaman.
Kışlık kıyafetlerini giyip, üşüyordu.
Sıcak kanlıydı çünkü.
Yazı beklemiyordu, kaynatmak için.
Omuzlarından bakınca, dünya yuvarlak!
Kucağına yatınca, dünya dört köşe oluyordu!
Bazen, ısırıklar alıyordunuz yanağından!
Aslında, tükürüğünüzü bile seviyordu!
Kafası çok iyiydi.
Aynı bana benziyordu.
Çok tanıdıktı.
Ve şükür iyi ki vardı!
Benim en iyi arkadaşım!
Bayıldım!
keyf olsun! 🙂
??????
İyi ki 🙂
🙂
…ne güzel…
Teşekkürler 🙂
Keyf oldu. ?
Oh mis sevindim. ?