Mor Güneşin adını Ay koymuşlar.
Odası disko olmuş.
Eskisi gibi tat vermiyor diye.
Durmadan tadına bakmışlar
Terfi etmek nasıl bir şey biliyor musun?
su,
bira,
viski.
Annem kafana girmiyor, diye diye.
Yıllarca en güzel dalını vermiş.
Ben kafama girmiyor diye.
Anlıyor taklidi yapıyorum.
Rüzgar sesini duymuyor diye.
Esmeyi bırakmış.
Ben esmiyor diye.
Fırtına çıkardım.
Güneş beni ısıtamıyor diye.
Tepeme çıkmış.
Ben sıcak yahu, diye diye.
Bokunu çıkardım.
Terfi etmek nasıl bir şey biliyor musun?
Viskiye devam!
“Blues” müzik seviyorum diye.
Hendrix virtüöz olmuş.
Ben hüzünlüyüm diye diye.
Tadını çıkardım.
Tren ileri geri giderken.
Sola sağa giden araba çıkardım.
Yanlışlıkla CD okuyucuya dokundum diye.
Mızıka çalan adama, kaset çıkardım.
Terfi etmek nasıl birşey biliyor musun?
Viski,
soda içip,
sana dilimi çıkardım.
Seni çok seviyorum diye.
Allaha inandım ben!
Yani kula!
Hakkını yemem ama.
Haksız da değilsin.
Nasıl kızsın buna.
“Sakız hanım”
Sende az ciklet değilsin.
Ama sen ağır sikletsin.
Aman Tanrım!
Terfi etmek nasıl birşey biliyor musun?
Tanrı olmaktan bıkmış usanmış,
-insan olmayı kabul etmekmiş!
Sigaramda kırmızı kül sevdiğimden.
Sürekli içime çekiyorum.
Kül tablasında tükenen.
Siyah kül olma diye.
Yazamıyorum artık.
Müşkülpesent!
Güç beğenen titizler diyorum.
Türkçe rapin kralı.
“whereishuman” farkı.
“whereishuman” farkı.
Değişiyoruz hepimiz, güllerde nağmelere, sen düşürme bizi, inleyen nağmelere, ki biz çok severiz, piyano çalmayı, bak bu klavyede şair düz yazıyor diye uzun bu pasaj, koridor bile oldu zamanında şimdi tünel, siyaset dilinde konuşuluyor namert edenler.
Sonuna kadar geçen yıllar, ne kadar sürüyor acaba durmak bilmeyen maceralar, hareket edebiliyorlar mı bak, aynı etkiyi yapıyor, ağır çekimde yazmak, sonuçta geriliyor sonuna gelenler, geçen yıllar ne kadar ki, düşürdün de bizi nağmelere, inleyen nağmelere, biz severiz hep çok piyano çalmayı, bu klavyede, şair düm düz yazıyor, düpedüz, paçası uzun boru paça bile oldu, şimdi bir tünelin ucu, siyaseten konuşurlar namertler.
Eskisi gibi tadı yok diye, durmadan tadına bakanlar!
Maldoror’un altıncı şarkısına mı uzandın…güpgüzel.
Yo elalemin şarkıcısına uzanmadım.
Depdemli! ?
Niye hüzünlüsün viskinin kenarında. ?
Ya yok öyle geçerken ayaklarımı suya sokayım dedim. ?
Whereishuman ile ilginç öykülere gark olmak!
Bazen “alt metinleri anlamamamızı”, yazılanlarla denkleşmememizi istiyorsun gibi geliyor. Beynimiz karıncalansın, her okuyucu farklı bir şeyler kurgulasın. (Bilmiyorum, belki de hiç böyle bir amacın yok:)
Yeni site görünümü için tebrik ederim. Retro imgesi ve alt menüler pek güzel olmuş.
(İtiraf: Beyaz fonda okumayı tercih ederim, ama bu versiyon eminim daha çok beğenilecektir genel olarak)
Eline sağlık.
Zeynep Albaraz Gençer
bazen aynı ritmde aktaramıyorum sanırım detone oluyorum. 🙂 Yeni tasarımın bazı amaçları var. Geliştiriliyor. Bu amaçlara uygun hale getirmeye çabalıyorum. Yazı fontları biraz küçük kalmış olabilir. Siyah background gözlerinin dostu olacak. 🙂 Teşekkür ederim. Albaraz
Ya da belki senin oktavına biz çıkamıyoruz, kim bilir 🙂
Siyaha alışacağım!
Ben teşekkür ederim 🙂
Sevgiler.
? Sevgiler.