Ne demişler: “Konuşmak yalan söylemektir!” Konuşurken ağzınızın içine bakıyorlarsa, yalan söylemek için daha iyi bir an olamaz. Zaten ağzının içine bakmadığınız kimseye inanmayın! Dikkat ederseniz ağzımı göremeyeceğiniz bir yerden sesleniyorum size, sanırım yalan söylemek istiyorum!
Düşmanca geliyor biliyorum! Ama söylemek istediğim şey bu değil. Yalan henüz gerçekleştiremediğimiz şeyleri de içerir. Bilirsiniz, bahsetmediğimiz onca şey. Gelişi güzel sıralanmış bir kaç kelimenin ya da sadeliğin peşine düşmüş onca cümlenin, sizinle hiç bir ilgisi olmadığını bilirsiniz.
Ama ya cümle sizi hedef alıyorsa!
Durun, yalan söyleyen dudaklarınızdan sizi öpeceğim, tam isabet demek istersiniz öyle değil mi?
Konuşmak yalan söylemektir!
Kimi yalanları yaratır, kimi yalancıları! Bizde öyle yapalım istedim şu an. Gözlerine baktığınız anları, göz kapaklarını kaç kez kırptığını, belki de kirpiklerini ona anlatırsanız. O an neler hissettiğini şöyle bir gözümüzün önünden geçirelim istedim. Gözlerini, göz kapaklarını ve hatta kirpiklerini unutmuş birisiyle konuşuyorsunuzdur. Daha derinlere inebilirsiniz. Saçlarından yani sadece bir tutamından bahsedebilir ve hatta görüntünün soyut bölümlerine geçebilirsiniz. O an her şeyin merkezinde olduğunu hisseden birisiyle konuşuyorsunuzdur. Kendine gelebilmesi için ona zaman tanımanız gerektiğini söyler durur!
“Siz tam da o sırada zamanın hakimi olmalısınız!”
Şu an yalan söylediğime inanmaya başladıysanız sizden gözlerinizi ağzımdan ayırmamanızı istiyorum! Sizden istediklerim ne kadar makul olursa siz o kadar istekli olmaya başlarsınız! Aslında sorun şu ki yapamayacağınız şeyler istediğimde, yalan söylemeye başlayacaksınız. Bunları yapamayacağınızı söyleyip, ilerleyen vakitlerde bu konuda birer uzmana dönüştüğünüzü görünce, isteğinizin daha da arttığını saklamanız imkansız hale gelecek ve işte o sırada olaylar kontrolden çıkmaya başlayacaktır!
Her şey gözünüzün önünde olup biter. Gözlerinizi ayırır ayırmaz yine her şey eskisi gibi olacak ve her kötü hissettiğinizde sizi o dünyaya geri götürecek kişinin konuşmasını bekleyeceksiniz! Bu bir alışkanlığa dönüşmeden önce aşk! Alışkanlık olduğunda sevgi! Alışıla gelmişin dışında ise nefrettir! Güzel yalanlar aşkla, beklenen yalanlar sevgiyle ve inanılmaz yalanlar nefretle konuşulur! Mühim olan sizin nasıl dinlediğiniz ve anlatıcının ne istediğidir!
“Şimdi ağzıma bakmayı kesebilirsiniz!”
Yaşamın dibinde, dudaklarımın ucunda ve içinizde sadece hüzün kalana dek!
Konuşmaya bir son vermeli!