Manipüle – Artık inanarak vakit harcamak istemiyorum. Kurallara uymak, kurallı olmak!
Argüman – Bence Tanrıyla konuşman gerek! Kim bilir ne kadar zaman oldu.
Manipüle – Ahah buna melekler bile güler! Tanrı ile konuşamıyorum. Ayrıca onun sesini duyan, ne gördüm ne de duydum!
Argüman – Melekler buna gülemez, aslına bakarsan öfkelenirler demek daha doğru olur! Çünkü onlar Tanrıyla konuşamazlar. Kuralın kendisi olarak yaratıldılar.
Manipüle – Nasıl yani?
Argüman – Mesela Azrail ölüm meleğidir. Tanrı ile konuşanları son yolculuğuna hazırlar ve eşlik eder. Var olma sebebi budur. Tanrının gazabı ve öfkesi, Tanrının gülen yüzü, Tanrının bilgeliği ve çevikliği diye sıralayabiliriz, Melekleri!
Manipüle – Dolayısıyla inançsızlığım kuralları yıkmak istememden mi kaynaklanıyor?
Argüman – Hayır! Meleklerin Tanrıyla konuştuğuna dair bir söylentiye inanmış olabilirsin. Aslında şu an ki halin, miadı dolmuş bilgilerle yaşamı sürdürmek! Yeni bilgilere ihtiyacın var!
Manipüle – Ama ben Tanrıyla konuşamıyorum!
Argüman – Aslına bakarsan şu an tam olarak bunu yapıyorsun.
Manipüle – Ne yani şimdide Tanrı olduğunu mu iddia ediyorsun?
Argüman – Hayır! Tanrı ile konuşabildiği mi! Ve onun, konuşmalarımı dinlemen için seni bana gönderdiğini! Aradığın cevaplar bendeymiş!
Manipüle – Hm güzel cevaptı. Bir an fantastik bir şeyler yaşayacağım sandım. Neyse ki adın Argüman kanıt gibi bir şeysin öyle değil mi?
Argüman – Kural meleklerse, kuralları manipüle eden sensin! Tüm dönüşümünü destekleyen kanıtlar bulmak olsaydı işim! Bu da bir kural olurdu! Ben daha çok Tanrı ile konuşan biriyim. Sana söylemiştim. İnanmak için yaşamak değil bu, yaşayacaklarıma inanmak!
Manipüle – Beni de Tanrıyla konuşturur musun?
Argüman – “Konu nedir?” Evladım!
Manipüle – Ahaha çok şapşiksin!
Argüman – İnanmamaya inanmak, çok saçma bir kural evlat! Kuralsız olmak, en sağlam kuraldır! Tanrı ile konuşmak istiyorsan, Melekler hakkında daha çok şey öğrenmelisin! Ve senin içinde bulunduğun duruma “Özgür İrade” deniyor.
Manipüle – “Özgür İrade” bu sözcükler hoşuma gidiyor. Kendimi daha iyi hissetmeme sebep oluyor. Evet, tam olarak amacım bu. Özgür olmak!
Argüman – Bunun anlamı “Özgürlük” değildir! Başına gelenlere özgürce dayanabileceğin anlamına gelir. Mesela sakatlanıp ömrünü bir sandalyede geçirebilirsin. Buna hakkın var. Bu Tanrı ile konuşanların çeşitliliğine vurgu aslında! Dayanabildiğin kadar özgür olmak!
Manipüle – Arada sırada Tanrı ile konuştuğumu hissediyorum. Tamam, kabul ediyorum. Seni manipüle etsem de bundan vazgeçmeyeceksin. Peki, senin en önemli amacın nedir?
Argüman – Hoşlandığın kelimenin özünde bir kök var. “Özgün olmak!” Benim amacım özgün olmaktır! Başıma gelen en iyi şeye dayanmak ve bu enerjinin açığa çıkmasına sebep olmaktır! “Yaratıcılık,” özgürlüğe benzer diyebilirim.
O gece geç saatlere kadar konuştular. Tanrıyla konuştuklarını biliyorlardı. Hayal edilen ne varsa herkes oradaydı. Elini havaya kaldırdığın zamanları hatırla “Argüman,” dedi. Manipüle!
Argüman, tek tek saymaya başladı.
Metro yolculuğunda, ilkokul sıralarında, söz hakkı için, kendini belli etmek için, savunmak için, saldırmak için, teslim olurken, tutuklanırken ve hatta sevişirken ellerimi havaya kaldırırdım.
Bana beni ilk gördüğü anı söyledi. Elleri havadaymış!
Gülümsedim!
Ve senin içinde bulunduğun duruma özgür irade deniyor 🙂