Porselen düşüncelerin üzerindeki bazı silik figürler, yeterince mantıklı olsaydı. Duygularınız bu kadar karmaşık olmazdı. Hıçkıra hıçkıra ağlayan insanlar neye üzülür? Hiç ağlamayanlar ne hissediyor olabilirler? Hepi topu beş tane duygunun altında bunca sorun yatıyor olabilir mi? Rahatınızı kaçıran ve aynı zamanda sizi huzursuz eden şey nedir? Hiç düşündünüz mü?
Örnek: Birine aşk duymak!
Aşk hakkında tek bir tanım koymak pek doğru olmaz diye düşünüyorum. Bence her insan bu terimden farklı bir anlam çıkarıyor. Hatta, altında yatan duyguyu tarif ederken bile, yine yirmi dokuz harfi kullanıyor. Neden örnek veriyorum. Altında inanılmaz bir tanım varsa bu konudaki duygularınızdan nasıl emin olabiliyorsunuz?
Ben 3. kez aşık oluyorum diyen var! Hiç olmadım diyen var! Aşk arıyorum diyen var! Birde Aşk arayan, 3.kez bulana aşık oluyor! Ee yuh! Aşk böyle bir şey mi cidden?
Örnek: Bir konuda üzülmek!
İnsan bir çok konuda üzülebilir. Çünkü bu bir sonuçtur. İnsan sürekli mutlu olamaz! Ve insan mükemmel değildir! Hatalar yapar. Düşer, kalkar. En kötüsü de bir çok insanın, bir amacı bile yokken üzülmesidir.
Diyelim ki; bir yazar olmak istiyorsunuz. Lakin duygularınız ve değer yargılarınız nedeni ile yazdıklarınızı paylaşmıyorsunuz! Ya da benim burada yazılarım var. Bir bakmak ister misin? diye birilerine haber vermiyorsunuz. Buna psikoterapistler potansiyelin var diyorlar. Yersen!
Sonuç, üzülürsünüz! Amacınıza ulaşamazsınız. Çünkü siz büyük resmi göremiyorsunuz!
Bu arada, buraya kadar anlattıklarım sizleri yönlendirmek içindi! Şimdi farklı bir açıdan yaklaşmak istiyorum. Şu ana kadar sorun duygular daymış gibi konuştum. Fakat, buraya bir önerme ekleyerek konuyu başka bir açıdan ele almak istiyorum.
Duygu+Düşünce = Mantık
Duygu ve düşünceleri dengelemek ve bir mantığa erişmek aslında konuyu tanımlamaktır! Ve bütün dertlerimizi çözer diye düşünüyorum.
Örnek: Bir amacı yaşamak!
Amacım Yazar olmak diyelim! Öncelikle “Yazar” farkındaysanız, bir düşünce formundadır. Bu konuda düşünmeye ve hayal kurmaya başlarsınız. Ve yaklaşık olarak tahminen siz 6 yaşındasınız dır. Yazar nedir? Nasıl biridir? Neler yapar? Nasıl bir meslektir? Ne hakkında yazmalıyım? Düşünmek eylemi bir Ar-Ge operasyonu gibi diyebiliriz. Oturduğun yerden yaparsın ve sana göre ya da başkalarına göre hatalı olanları, zamanla ayıklarsın.
Duygularınız bu süreçte size yol gösteremez. Çünkü harekete geçmeden, düşmek, çarpmak ya da yara almak mümkün değildir.
Olmak eylemine geçtiğinizde hareketinizle birlikte duygularınız devreye girecek ve hemen ardından dengeli davranışlar göstermeye çabalayacaksınız.
İşte burası duygularınızın devrede olduğu ve mantıklı olma çabası içinde olduğunuz bölümdür.
Hata bile yapsanız amacınızı unutmamalısınız ve perspektifiniz geniş olmalı!
Önerim sürekli olarak not almanız!
- Yazar olmak ne kadar sürer? 6 yaşından beri devam ediyor. Öyle sanıyorum ki bir ömür sürecek! Yani uzun zaman alıyormuş!
-
Yazar olmak için ne kadar okumalıyım? Bilmem okuyacak bir şeyler bulabiliyorsanız eğer çok okumalısınız! Yani farklı mekanlar ve kültürler tanımanız çok iyi olur!
-
Yazar kimdir? Objektif olabildiğini hayal ediyorum. Çünkü; ancak bu şekilde bilginin farklı açılardan sunumunu gerçekleştirebilir. Günümüzde subjektif yazar çok.
Sanırım ne demek istediğimi anladınız. Tanımlamalar bir süreliğine karmaşayı durdurur. Mutlak doğrudur demiyorum. Daha iyisini bulana kadar boşluğa düşmenize gerek kalmaz.
Toparlıyorum!
Büyük resim diyor ki!
Bir ömür zaman alacak amaçlarınız için başarısız olmanız çok doğaldır! Zaman sabırlı insanların yönetebileceği kadar esnektir! Duygularınız düşüncelerinizden doğuyor gibi görünse de aslında ikisi arasında denge olmadığı için problem yaşarsınız. Vazgeçmeyin!
Ne yaparsanız yapın hatanın sizin olduğunu ve mantığın sizin olduğunu unutmayın!
Tek suçlu sizsiniz!
Duygular konusuna gelince beş duyu, beş duygu arkadaşlar. Korku, endişe, keder, öfke ve neşe! Yani negatif olan çok duygu var. Ama gördüğünüz gibi pozitif olan bir tane.
Neşeli olmak için önce korkmanız, sonra endişelenmeniz, Hemen ardından, öfkelenip korkunuzu yenmeniz, yenilip kederlenmeniz ya da kayıplar yaşamanız gerekir.
Negatiflerden geçmeyen süreçler, pek tamamlanmış sayılmaz. Teslim olup kabul ederseniz! Çok iyi olur!
Bu arada anlattığım şeyi en iyi bebekler bilir! Hiçbir şey yapamıyorsanız! Bebekleri taklit edebilirsiniz!
Bu arada bu anlatıklarımın ruhunuzla hiç bir ilgisi yok, tamamen bilimseldir.