Buraya bir tohum bırakıyorum.
Sana kur yapmak istiyorum.
Bilemiyorum ama, tutuyorum da kendimi!
Çok saçma!
Bu yüzden oluyor sanırım, kaçarsın diye.
Ama bildiğim başka şeyler de var!
Gökyüzünde bir kaç mekan biliyorum, mesela.
Yattığın yerden, gidiyorsun öyle!
Ama planlamamız lazım böyle şeyleri!
Bilirsin, tüm gün,
Annem gelsin, başımı kucağına koyayım istedim.
Kadın, çat diye aradı iyi mi!
Bugün ağaçların altına uzandım!
Sırt üstü!
Biraz şarap içmiştim.
Gözlerimi hafif kapadım filan.
Sonra güneş gözlüğümü taktım.
Biraz karanlık ve gölge istedi canım.
“Sonra sırasıyla rüzgar,
küçük tüylerimi saçlarıma varıncaya kadar okşadı!”
Annemi düşünmeyi, bıraktım o zaman!
Ağacın yapraklarına takıldı gözüm.
Bir tane karınca, diğerine kur yapıyordu.
Düşünsene, bu yaprakta olmaz diyordu sanki!
Çekişmeli bir hayat!
Her şeyin bir derdi vardı.
Biraz daha kıstım gözlerimi.
Bir ara aklımda görsel olarak canlandıramadığım,
bir dilek tuttuğumu hatırlıyorum!
Hadi artık beni bırak dedim!
Biri gelsin derinlerden.
Sonra uyumuşum bir süreliğine.
Uyandığım da güzeldi her şey..
Ama planlamak lazım böyle şeyleri!
Küçük tüylerimi saçlarıma varıncaya kadar okşayan rüzgar!
Sürekli annemi düşünmeyi bıraktım!
Tohumları ekme zamanı şimdi.