Varoluş sancısı filan diyelim! Gece, bir kaç saat ötemde duran sahile gitmek için çok karanlık! Sahilde uyanmak içinse henüz çok erkendi!
Biliyor musunuz?
Gerçekten neyi sevdiğimi bulabilirsem, onun beni öldürmesine izin vereceğim!
Çünkü daha önce; Mavi küçük şemsiyenin altında güneşlenen, bronz ıstakozları hiç görmedim! Kahverengi kabuklarından yaşama ayak uydurmak için suratlarını çıkarmış, sümüklü böcekler geziyorlar etrafta! Antenleri avcıyı çekiyor bu böceklerin! Ölümle yüz yüze yaşarken zevk almak böyle bir şey olsa gerek! Salyaları avcının dudağında!
Gerçekten neyi sevdiğinizi bulmuşsanız, ne olur sizi öldürmesine izin verin!
Çünkü; Basit bir denklem bu!
Tutkunuzun eseri birilerine kesin miras kalır!
Yeşil kısa bir yolda, eski ahşaptan koca bir kulübe! Arkasında gökyüzünü izlediğin küçük bir çardak! Ve asmaların üzerinde en yeşilinden yılan üzümleri duruyor. Koruk olmaya başlamışlar! Ekşi ve keskin!
Yıldızların rehberliğinde küçük semboller, bazı takımlar oluşturuyor!
Geometri öğrenmişseniz hesaplamaya kalkıyorsunuz!
Bazen yarım daire, bazen daha kare!
Kendiliğinden beliren oldukça geniş bu ekranda hayal ettiğiniz her şey olurken asla hayal edemeyeceklerinizi izliyorsunuz!
Gerçekten neyi sevdiğimi bulursam, onun beni öldürmesine izin vereceğim!
Çünkü; Anlatması harika oluyor!
Geceleri oturduğum yerden yaptığım seyahatler, ışığın aydınlattığı kadarıyla mükemmel! Yoldan çıkan aracınız değil! Karanlık bir bölgedesiniz sadece! Ve bütün uçurumlar bu yola çıkıyor!
Gerçekten sevmek sizi öldürmüyorsa, yaşanacak daha anlamlı ne olabilir ki!
Güzel geceler!
gerçekten sevmek sizi öldürmüyorsa, yaşanacak daha anlamlı ne olabilir ki!
Bunun üstüne bir cümle daha kurmamalıydı insanoğlu ama ben kurdum. çünkü duygularımı paylaşmak istedim.
🙂 bunda bir sakınca yok! iyi yapmışsın!