Dalganın Üstünde
İki gün önce koyduğun tek buzlu içkinin kavrulması!
Öyle bir kafa yapar ki!
Bu Dalga size.
Bir süreliğine her şeyi unutur..
Daha, yarım bardak kadar içmişken,
kıyılara doğru sızar gidersiniz..
Eve döner ve sıcak içkini tekrar çalkalarsan,
hatırladığım kadarıyla diyerek!
Yani içkini iki gün daha bekletirsen..
Sonra yine unutmak için..
Köpürürsün bak dalganın üstünde!
Bu dalgayı bilen bilir şimdi ben anlatmayayım!
Marine edilmiş şeyler bile unutulmuyor!..
Lezzetli oluyor..
Tadı damağında kalıyor..
Unutursak! Açık denizde oluyor.. Marina’da.. Her şeyi unutuyoruz..
Kefen giymeden, kendi elimizle, yaşamaya devam ediyoruz..
Durun! Daha sigaranın ucundayız, yeni başladık.. (buralar sakin..)
Gümüş rengi bir tramplenden eğer yüksekteysek atlıyoruz..
Arada geçen zamanı unutup, hatırlamak için oraya yeniden tırmanıyoruz..
Ama zehir içiyoruz, köprüye düşüyoruz, yaramıza sürüyoruz..
Anılar krem gibi! Derinize işlerse yumuşatıyor..
Bazen alnımıza bile sürüyoruz.. Bu lekeyi..
Unutmak nasıl bir şey biliyor musun?
Dalganın üstünde!
On yıl önce oraya koyduğun tek ruhlu adamının kanının çekilmesi gibi..
Tadını ağzınızda düşünün işte, sigaranın sağında.. Solundayız..
İçimdeki düşüncelerin ses telleri var ama siz duymuyorsunuz!
Altı ay süren gece, dokuz ayda doğan bebek gibi..
Doğum sancısı gibi..
O kadar acıyor ki,
unutmazsanız hiç geçmiyor..
Dalganın Üstünde
Geçen gün evden çıktığımda karanlık bir hava vardı..
Florasan yine patlamış dedim..
Uzandım, boyum yetişmedi..
Bende gittim merdiven aldım..
Bulutları bir o yana, bir bu yana ittim..
Alt tarafı lambanın, tozunu alacaktım!
Neymiş ki derdim!
Hava da güneşli olsaymış..
Sonra günün geriye kalan bölümünde bütün yaptıklarımı unuttum..
Not aldım diye hatırlıyorum ama!
Tam unuttum sanmayın..
Belki de özledim güneşi aramayı.. (buraya bir gülücük koyun!)
Ama unutmak nasıl bir şey biliyor musun? (yükseliyoruz..)
İşlediğin en büyük günahı, sevap sanmak gibi..
Düştüğün çölde susuzluktan, serap görmek gibi..
Bir tahtanın üstünde,
kocaman bir dalganın üstünde,
bütün o fizik kurallarının üstünde ama ayaklarının üstünde,
yeryüzünde yaşayan seni tamamen yok etmek gibi..
Sen artık dalganın üstünde,
tahtanın üstünde,
ama fizik kurallarının üstündesin!
Oğlum bak!
Unutma bunu!
Yaz bir yere tamam mı?
Sigaranın neresi artık, çok iyi biliyorsunuz..
Ama hatırladığınız kadar yaşıyorsunuz..
Unuttuğunuz kadar da canlısınız..
Ve bilmediğiniz için insansınız..
Ama ölünce huzuru hiç ama hiç aramayacaksınız..
Çünkü unutmak, yaşayanların huzuru içindir..
Huzur içinde yaşayasınız!
Kısmetse dalganın üstünde!
NOT
Amacım maksadımı aşmak değildi
ama deniz köpük köpüktü o gece!
Sonra her şey birden aydınlandı!

























Naftalinli sandıklar sevmem,o yüzden geçmişi geleceğe koymaya ne gerek olâ ki. Zaten olsalardı sandıkta olmazlardı.
Bazen tozlu rafları üflemek icap eder diğer kitaplar ziyan olmasın diye.
Keyf olsun!