where is human?
  • Home
  • Tıps
    ihtiyar bedenin yeteneği

    ihtiyar bedenin yeteneği

    Grafik

    Grafik

    Bok Gibi

    Bok Gibi

    Estiler

    Estiler

    Merhem

    Merhem

    Ağacın Dibi

    Ağacın Dibi

    Herkes Isırır

    Herkes Isırır

    Hafif Yağmur Çiseliyordu

    Hafif Yağmur Çiseliyordu

    Tanrının Ona İnanmamıza İhtiyacı Yok

    Tanrının Ona İnanmamıza İhtiyacı Yok

    Trending Tags

    • Deneme
    • Edebiyat
    • Erotik Edebiyat
    • Ruhsal Gelişim
    • Şiir
  • Phılosophy
  • Musıc
    Köpük Yılı

    Köpük Yılı

    Babam Öldü benim

    Babam Öldü benim

    Bok Gibi

    Bok Gibi

    Nightshade

    Nightshade

    Mary Jane

    Mary Jane

    Almış Bizi Saçaklarına

    Almış Bizi Saçaklarına

    Blind Dog

    Blind Dog

    Bir Kadını Sevecekseniz Böyle Sevin

    Bir Kadını Sevecekseniz Böyle Sevin

    Bir Bilseydik

    Bir Bilseydik

  • Book
  • Contact
  • Home
  • Tıps
    ihtiyar bedenin yeteneği

    ihtiyar bedenin yeteneği

    Grafik

    Grafik

    Bok Gibi

    Bok Gibi

    Estiler

    Estiler

    Merhem

    Merhem

    Ağacın Dibi

    Ağacın Dibi

    Herkes Isırır

    Herkes Isırır

    Hafif Yağmur Çiseliyordu

    Hafif Yağmur Çiseliyordu

    Tanrının Ona İnanmamıza İhtiyacı Yok

    Tanrının Ona İnanmamıza İhtiyacı Yok

    Trending Tags

    • Deneme
    • Edebiyat
    • Erotik Edebiyat
    • Ruhsal Gelişim
    • Şiir
  • Phılosophy
  • Musıc
    Köpük Yılı

    Köpük Yılı

    Babam Öldü benim

    Babam Öldü benim

    Bok Gibi

    Bok Gibi

    Nightshade

    Nightshade

    Mary Jane

    Mary Jane

    Almış Bizi Saçaklarına

    Almış Bizi Saçaklarına

    Blind Dog

    Blind Dog

    Bir Kadını Sevecekseniz Böyle Sevin

    Bir Kadını Sevecekseniz Böyle Sevin

    Bir Bilseydik

    Bir Bilseydik

  • Book
  • Contact
where is human?
No Result
View All Result

Lale Gibi Açılmasam

by Mutlu Ereriş
Ekim 17, 2025
Share on FacebookShare on TwitterShare on Email

Gramafon kağıtlarından yapılmış küçük gemiler vardı, koridorda.. İlerledikçe kısalan hol’ün sonuna, bir kapıya yaklaşıyordum. Kapının üstünde kristal görünümü verilmiş, arkasını göstermeyen bir cam vardı. Işık hol’e belli belirsiz ama siyah beyaz renkleriyle yayılıyordu. ‘Adımlarım, kırmızı, yırtık pırtık bir kilimde yürürken, acele etmiyor ve duvarlara asılmış fotoğrafları izliyordum.’ Manzarayı hol’e koymuş, balkonun kapısını kilitlemişti sanki! Çiçeklere su vermemek için onları duvarlara asmıştı. Renkleri solmasın diye tozlarını alıyor, gözlerini boyuyordu. Duvarın bir bölümünde yüklük, onun içinde ise erzaklar vardı. Yemeklerin kokusu bu hol’e uğramadığı için, çiğ bir hava olsa da! Yine de ev, bereketli görünüyordu!

İçimden on’a kadar sayıp. Kilime tutunarak, holün sonuna doğru yürüdüm. Geçtiğim yerleri unutmamak için, not almam gerekliydi. Neyse ki; tam da hayalini kurduğum gibi olmuştu. Böyle durumlarda aklımda tutmam gerekmezdi.

Serin olur diye ışıkları yakmıştım. Kapıya ulaşırsam onu açacaktım. Planlarımdan biri bu, diğeri onu görmekti. O hayallerimdeki gibiydi. Sarı bir tomurcuğun, çorabı kaçmış gibi! O zaman yeşil görünür, bazen pembe dilli olurdu. Onu, öper, öper, öper, öperdim. Belki de sırtıma dokunur diye, yüzümü duvara döner, güneş doğmadan da, eve giderdim. Ama hol’ün sonu gelmiyordu! Arkamdan birileri beni dürtüyordu. Geçmiş peşinizi bırakmaz ama, iyi bakarsanız göreceksiniz! O sizi geçmiş! Ben kanatları var diye, böcekleri kuşlara şikayet ettim! Sustular diye, daha çok daha çok, ihanet ettim. Bazen muhabbet bazen de sohbet ettim.

Irmaklar bile yolunu değiştirdi. Ben geçerken akışta kalamazlarmış! Yarı belime kadar girdim, ayaklarım anca ıslandı! Biraz yüzseydim eğer, yüzüm de ıslanırdı. Ben daldım, çok dalgındım! Boğulmadım ama ağzım doluydu. Yutkundum, ben.. Çok içime çektim! Neredeyse kapıya varmıştım.

İki şeritli, cevizli bir yolda, bazen yolda kalırsın. Ağaçlar biz ayırdık derler, ama sen onlara, aynıydık dersin. Göğe doğru menekşelerin dedikoduları yayılırken, yıkım ekibide gecekondulara bayılır. Üzerini örten mavi fularını, boynuna dolamıştı! Kapı açılınca beyazın hakim olduğu bir tonda, üzerime doğru eğildi. Ağır geliyordu, bu bana! Bir ton beyaz yani, çok eğilmedim!

Yanağından yüzüme, sanki benim yanağım yokmuş gibi, bir his dağılıyor. Bende burnumla, gideceğim yolu arıyordum. Çok geçmeden elimden tuttu! Kırmızı ışıkta karşıya geçmiyorduk sonuçta. Daha çok ellemek gibiydi, belki biraz dokunmak! Göz kapaklarından anladığım kadarıyla görebiliyordum. Burnu, çok ama çok güzeldi. Onunla kokladığını sanmıyordum. Çünkü iç güdüleriyle hareket etmişti. Bunu içinizde hissedebiliyordunuz!

Gömleğin kollarını sıvamıştım. Duvarda öyle yapmıştı. Bir şeyleri, sıvamıştı işte. O gün hava sıcak olmasa gömlek giymezdik! Ben yine de dudaklarını beğeniyordum. Sırtımdan güzeldi! Öpücük için bir, bilemedin iki saniye bekliyor, sonra sırayla ikisinide yapıyordu. Sarıldım ona, dedim ki! Sen delisin! Bunu söylememden hoşlanıyordu, ama pek konuşmazdı.

Dilini merak ettim o yüzden. Ne anlatıyor bu diyordum. Ne söyleyecek! Menekşe gibi mi yasemin gibi mi, dırdır edecek! Fesleğen derdim mi kara biber mi, diyordum! Göz kırptı bana, sırayla ikisinide yaptı. Öpücük için bir, bilemedin iki saniye bekledi! Yüzüne dökülen saçları ensesine gömdükten sonra, geriye kalanı tokaladım kulağına hemen! Dişlerini görüyordum, sırıtmış herhalde! Kürdan gibi davransam, acaba, ne derdi! Ben daha çok, centilmendim! Diş fırçasıydım yani!

Soğuğa hassas olduğunu söylediler! Ateşi buldum, öyle gittim! Çok sıcak derse, bu iyiydi, gömleksiz gezerdik! ‘Size Böyle zamanlarda bu satır için hepimiz gülümseriz bence demek isterdim.’ Tek bulabildiğim yol bu oldu!

Lale gibi açılmasam, halim sizce nece olurdu!

Saygılar.

Mutlu Ereriş

Bunu beğen:

Beğen Yükleniyor...
Tags: Edebiyat
Previous Post

Polen

Next Post

Dalganın Üstünde

Mutlu Ereriş

Mutlu Ereriş

Related Posts

Avrupa Seyahati
Book

Avrupa Seyahati

Ekim 17, 2025
Tepe
Book

Tepe

Ekim 17, 2025
Kafatası
Book

Kafatası

Ekim 17, 2025
Helios
Book

Helios

Ekim 17, 2025
Zamir
Book

Zamir

Ekim 17, 2025
Saksı
Book

Saksı

Ekim 17, 2025

Comments 8

  1. saphilopes says:
    6 yıl ago

    Bizi elimizden tutup bir koridorun içinde başka dünyalara sürükledin..
    Başka kapılara başka kapılarda
    Flaş hep patladı
    Şak
    Yarin dudağı çok güzeldi
    Şak
    Korkuyorum tavan çökerse
    Yo yo
    Daha çok ellemek gibiydi dokunmak gibi
    Şak
    Şak
    Şak
    Pek Bi güzel de sen köksün
    Laleler koridor zeminini delip alt komşunun burun deliğinden içeriye girmek üzereler. Komşun merkez bankasının altınlarını saklıyor midesinde.
    Hadi zengin oldun laleler açtığında. ?Bizi de görürsün artık.

    Yükleniyor...
    Yanıtla
    • mutlu says:
      6 yıl ago

      ? Şak kısımları vurucu olmuş!

      Yükleniyor...
      Yanıtla
      • saphilopes says:
        6 yıl ago

        Sabahın köründe ben mi yazmışım bunu. Allah Allah. ?

        Yükleniyor...
        Yanıtla
        • mutlu says:
          6 yıl ago

          ?

          Yükleniyor...
          Yanıtla
  2. albaraz says:
    6 yıl ago

    Metafor uzmanı 🙂 Tebrikler.

    Yükleniyor...
    Yanıtla
    • mutlu says:
      6 yıl ago

      Ah Albaraz teşekkürler.. 🙂

      Yükleniyor...
      Yanıtla

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kopyalanamaz © 2012 whereishuman. Ellerimle yaptım & Mutlu Ereriş

No Result
View All Result
  • Home
  • Tıps
  • Phılosophy
  • Musıc
  • Book
  • Contact

Kopyalanamaz © 2012 whereishuman Ellerimle yaptım & Mutlu Ereriş

%d