where is human?
  • Home
  • Tıps
    Harmoni

    Harmoni

    Distopik

    Distopik

    ihtiyar bedenin yeteneği

    ihtiyar bedenin yeteneği

    Grafik

    Grafik

    Bok Gibi

    Bok Gibi

    Estiler

    Estiler

    Merhem

    Merhem

    Ağacın Dibi

    Ağacın Dibi

    Herkes Isırır

    Herkes Isırır

    Trending Tags

    • Deneme
    • Edebiyat
    • Erotik Edebiyat
    • Ruhsal Gelişim
    • Şiir
  • Phılosophy
  • Musıc
    Köpük Yılı

    Köpük Yılı

    Babam Öldü benim

    Babam Öldü benim

    Bok Gibi

    Bok Gibi

    Nightshade

    Nightshade

    Mary Jane

    Mary Jane

    Almış Bizi Saçaklarına

    Almış Bizi Saçaklarına

    Blind Dog

    Blind Dog

    Bir Kadını Sevecekseniz Böyle Sevin

    Bir Kadını Sevecekseniz Böyle Sevin

    Bir Bilseydik

    Bir Bilseydik

  • Book
  • Contact
  • Home
  • Tıps
    Harmoni

    Harmoni

    Distopik

    Distopik

    ihtiyar bedenin yeteneği

    ihtiyar bedenin yeteneği

    Grafik

    Grafik

    Bok Gibi

    Bok Gibi

    Estiler

    Estiler

    Merhem

    Merhem

    Ağacın Dibi

    Ağacın Dibi

    Herkes Isırır

    Herkes Isırır

    Trending Tags

    • Deneme
    • Edebiyat
    • Erotik Edebiyat
    • Ruhsal Gelişim
    • Şiir
  • Phılosophy
  • Musıc
    Köpük Yılı

    Köpük Yılı

    Babam Öldü benim

    Babam Öldü benim

    Bok Gibi

    Bok Gibi

    Nightshade

    Nightshade

    Mary Jane

    Mary Jane

    Almış Bizi Saçaklarına

    Almış Bizi Saçaklarına

    Blind Dog

    Blind Dog

    Bir Kadını Sevecekseniz Böyle Sevin

    Bir Kadını Sevecekseniz Böyle Sevin

    Bir Bilseydik

    Bir Bilseydik

  • Book
  • Contact
where is human?
No Result
View All Result

Su Hava Ve Kabarcıklar

by Mutlu Ereriş
Kasım 7, 2025
Reading Time: 3 mins read
A A
Share on FacebookShare on TwitterShare on Email

Çürük meyvelerini gördüğüm ağaçtan tiksinmediğim; dalları eğilmiş, kökleri sararmış, üstüne poşet bağlanmış dileklere inanmadığım; çamur var diye gittiğim yolda zikzaklar çizmediğim; kimseyi üstü başı kirli diye dilenci ya da tamirci saymadığım bir hayat yaşıyorum…

Sadece bir şeyden hoşlanmadık diye neler kaçırıyoruz bir bilseniz!

Bir ağacın meyveleri çürüyorsa orası ıssızdır. Dalları eğilmiş, kökleri sararmışsa dileklerinizi yerine getiriyor olabilir. Yolunuz çamurluysa, zirveye giden o yolun yamacındasınız demektir. Üstünüz başınız kirlendiyse, ya bir şeyi tamir ettiniz ya da gerçek bir dilek dilediniz…

Eğer şimdi vazgeçerseniz çok şey kaçırırsınız!

Çürük meyvelerden yapılmış kompostonun, eğik dallara, sararmış köklere iyi geldiğini; dileğiniz için bir canlının size canını verdiğini; kurban ettiğiniz o canlının uzun ömründen anlamadıysanız, toprağı çamura dönüştüremezsiniz!

Uzunca bir süre, üç saniyede bir sıklıkla, üç günlük ömrüm kaldığını düşündüm. Kasvetli ve güneşi olmayan günlerin içinde sürekli uyanık kaldım. Dallarım eğildi, köklerim ezildi, susuzluktan kırıldım…

Dünyaya tatlı tatlı bakan o gözlerim kendini göremiyordu ve bitkisel hayata girmiştim.

Bir gün sevgili Güneş, bir kaç saniye içerisinde küçük balkonumdan içeriye dalıverdi. Ezilmiş köklerim; çektiğim susuzluk; eğik dallarım; hepsi ama hepsi, bana ne istediklerini bir ağızdan söylemeye başladılar.

Gövdem hayatta kalmak istiyordu, köklerim bir yere ait olmak…
Dallarım çiçek istiyordu, meyveler doğmak…
O kadar bölünmüştüm ki; ruhum kaybolmuştu.

Dışarı çıktım. Kayın ağacıyla Gürgen ağacına gittim. Kavak ve Çınar ile tanıştım. Zeytinle Meşe oynadım. En çok Çam ağacını gördüm. Bizi katlediyorlar diyordu, bizi katlediyorlar! Ama en çok o direniyordu…

Toprağı çamura dönüştürmek için yağmur yağarmış; biz nefes alalım diye yağmur yağarmış; bir yere ait olalım diye yağmur oraya yağarmış. Size can verenin başka şeylere can vermesi için yağmur yağarmış. Otobüs beklerken de yağmur yağarmış, en güzel kıyafetinizi giydiğinizde de!

Yağmurun neden yağdığını bilirseniz, feda ettiğiniz şeyin hiçbir önemi kalmazmış…dediler!

“Ben de çam ağaçlarının bittiği yere yerleştim.
Önceleri çamların altında yıldızlar ve mehtaptı sevdiğim,
sonra Servi oldu adım.
Oluk oluk buluttu başım,
yağmurdu dinim.
Yapraklarım gölgelerin efendisi…
Rahatlık ayaklarımın ucu oldu…”

Çürük meyvelerini gördüğünüz ağaçtan tiksinmediğiniz; dalları eğilmiş, kökleri sararmış, üstüne poşet bağlanmış dileklere inanmadığınız; çamur var diye gittiğiniz yolda zikzaklar çizmediğiniz; kimseyi üstü başı kirli diye dilenci ya da tamirci saymadığınız bir hayat yaşamanızı diliyorum!..

Hoşlandığınız tek bir şey olsa bile bu yeterli…

Mutlu Ereriş

Bunu beğen:

Beğen Yükleniyor...
Tags: Ruhsal Gelişim
Previous Post

Manzara

Next Post

Ben Ve Kendim

Mutlu Ereriş

Mutlu Ereriş

bazen geriye yaslanır ama çok ileri gidersin!

Related Posts

Harmoni
Phılosophy

Harmoni

Kasım 9, 2025
Distopik
Phılosophy

Distopik

Kasım 7, 2025
ihtiyar bedenin yeteneği
Phılosophy

ihtiyar bedenin yeteneği

Kasım 7, 2025
Artist
Phılosophy

Artist

Kasım 7, 2025
Grafik
Phılosophy

Grafik

Kasım 7, 2025
Bir Kalabalık
Phılosophy

Bir Kalabalık

Kasım 7, 2025

Comments 8

  1. albaraz says:
    7 yıl ago

    Yazıyı tersten okudum, sondan başa. Niye bilmiyorum. Sonra bir de düz okudum. İkisi de ayrı ayrı hoşuma gitti. Tebrikler.

    Yükleniyor...
    Yanıtla
    • mutlu says:
      7 yıl ago

      Mantık mı tutarlılık mı? 🙂

      Yükleniyor...
      Yanıtla
      • albaraz says:
        7 yıl ago

        Tutarlılık 🙂

        Yükleniyor...
        Yanıtla
        • mutlu says:
          7 yıl ago

          mantıklı 🙂

          Yükleniyor...
          Yanıtla
  2. mutlu says:
    7 yıl ago

    Süper o zaman daha sık geleceksin!! Kurgu kısmında benimde çok işim var sanırım.. Gel gel sen daha çok gel 🙂

    Yükleniyor...
    Yanıtla

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kopyalanamaz © 2012 whereishuman. Ellerimle yaptım & Mutlu Ereriş

No Result
View All Result
  • Home
  • Tıps
  • Phılosophy
  • Musıc
  • Book
  • Contact

Kopyalanamaz © 2012 whereishuman Ellerimle yaptım & Mutlu Ereriş

%d