where is human?
  • Home
  • Tıps
    Yaşam Mücadelesi

    Yaşam Mücadelesi

    Merhum

    Merhum

    Olağanaltı

    Olağanaltı

    Harmoni

    Harmoni

    Distopik

    Distopik

    ihtiyar bedenin yeteneği

    ihtiyar bedenin yeteneği

    Artist

    Artist

    Grafik

    Grafik

    Bir Kalabalık

    Bir Kalabalık

    Trending Tags

    • Deneme
    • Edebiyat
    • Erotik Edebiyat
    • Ruhsal Gelişim
    • Şiir
  • Phılosophy
  • Musıc
    Köpük Yılı

    Köpük Yılı

    Babam Öldü benim

    Babam Öldü benim

    Bok Gibi

    Bok Gibi

    Nightshade

    Nightshade

    Mary Jane

    Mary Jane

    Almış Bizi Saçaklarına

    Almış Bizi Saçaklarına

    Blind Dog

    Blind Dog

    Bir Kadını Sevecekseniz Böyle Sevin

    Bir Kadını Sevecekseniz Böyle Sevin

    Bir Bilseydik

    Bir Bilseydik

  • Book
  • Contact
No Result
View All Result
  • Home
  • Tıps
    Yaşam Mücadelesi

    Yaşam Mücadelesi

    Merhum

    Merhum

    Olağanaltı

    Olağanaltı

    Harmoni

    Harmoni

    Distopik

    Distopik

    ihtiyar bedenin yeteneği

    ihtiyar bedenin yeteneği

    Artist

    Artist

    Grafik

    Grafik

    Bir Kalabalık

    Bir Kalabalık

    Trending Tags

    • Deneme
    • Edebiyat
    • Erotik Edebiyat
    • Ruhsal Gelişim
    • Şiir
  • Phılosophy
  • Musıc
    Köpük Yılı

    Köpük Yılı

    Babam Öldü benim

    Babam Öldü benim

    Bok Gibi

    Bok Gibi

    Nightshade

    Nightshade

    Mary Jane

    Mary Jane

    Almış Bizi Saçaklarına

    Almış Bizi Saçaklarına

    Blind Dog

    Blind Dog

    Bir Kadını Sevecekseniz Böyle Sevin

    Bir Kadını Sevecekseniz Böyle Sevin

    Bir Bilseydik

    Bir Bilseydik

  • Book
  • Contact
where is human?
No Result
View All Result

Siyah İnci

by Mutlu Ereriş
Aralık 4, 2025
Reading Time: 3 mins read
A A
Share on FacebookShare on TwitterShare on Email

Siyah inci hakkında ilk anımsadığım..

Sürekli gözleniyordum. Ama hiç hareket edemiyordum. Sıcağı pek sevmezdim ama bunu kimseye anlatamıyordum. Emeklemek istediğimde daha çok küçüktüm. Hoşuma gittiğini anlatmak için suratımda koca bir gülümsemeyle dolaşmam ya da herkes yorgun düştüğünde gözden kaybolmam gerekiyordu.

Çünkü engel oluyorlardı bana!

Ben de bir eksiklik vardı belki de. Sık sık onlardan uzaklaşmak istiyordum. Büyümüşlerdi ama her şeyin farkında değillerdi. Çocuktan ve yaşamdan pek anlamıyorlardı. Halının üstünde durmuş, pencereden süzülen ışığa bakıyordum hep. Sıcağı sevmezdim ama güneş ışığı başkaydı. Pencerenin dışında kalan ve halıya kadar kollarını uzatıp beni kucaklayan güneş! Sanki beni dışarı çağırıyordu.

Fakat yine engel oluyorlardı!

Bir keresinde pencereye ulaşmak için koltuktan yuvarlandım Ve bu isteğimi anlamaları çok ama çok uzun sürmüştü. O gün her şeyi kendi başıma yapmam gerektiğini düşündükten hemen sonra, “gerçek doğa mı ve özümü anlamaya salt mümkünlük alanına yaklaşmaya” başladım. Artık yürümeyi öğrenmeli ve bir an evvel büyümeliydim.

Birileri beni kucaklayıp duruyordu ve ben böyle durumlarda çığlık atıyordum. Bu tarz hareketleri pek sevmiyordum sanırım. “Özgürlük” benim için oldukça hassas bir noktaydı. O zamanlar, güneşli saatlerde verdiklerimi geç saatlerde geri topluyordum. “Verme kanununu” bilirsiniz! Ne ekersen onu biçersin derler hani!

Sonuçta yaptığım her şey başlangıçta bir deneyimdi. Asıl sorun yaşadığım ilk deneyimden sonra hep aynı sonuca varmaya başlamamla alakalıydı. Sabit fikirli olmamaya ve değişen durumlara uyum göstermeye çalışıyordum. “Neden sonuç” ilişkisini kavramaya başladığımda güneş tüm salona yayılmıştı biliyor musunuz?

Peki “Çaba” hakkında ne düşünüyorsunuz? Bizim ufaklığa oyuncaklarımı hibe ettiğimi ve büyüklerim için çok hareketsiz kaldığımı biliyorum. Bunun en güzel tarafı çaba gerektirmiyor olmasıydı. Yaşamda en önemli şey “asgari çaba” göstermekti benim için! Daha küçücükken bunun farkında olmak ise “çaba” harcamana gerek yok konusunu netleştiriyordu.

Arzuladığım her şeyi niyet ettikten hemen sonra çok çabalamadan elde ediyordum. Daha çok küçüktüm ama ruhum kabında durmuyordu Ve bütün bunlar güneşin rehberliğinde birileri beni kucaklarken gerçekleşiyordu. “Niyet ve Arzu” benim için kanun olmuştu.

Her bebeğin ilkeleri vardır. İnanın bana!

Hiçbir şeye “bağlanmamak” belirsizliğin bilgeliğini barındırıyordu.

Bilinenden bağımsız olmak istiyordum. Geçmişteki şartlanmalardan arınıp her şeyin mümkün olduğu bu alana, yani bilinmeyene geçtiğiniz zaman! Kendinizi tüm evrenin dansını düzenleyen yaratıcı zekaya da teslim etmiş olurdunuz.

Ah şu büyükler çok şey bildiklerini sanıyorlar. Çok üzgünler!

Yaşam da bir amaca ulaşmak için bu bedene sahip olduk hepimiz!

Herkesin eşsiz potansiyelini taşıyacak bir kılıfı mutlaka vardır.

Ancak; biz bu benzersiz yeteneği keşfedip başkalarıyla paylaşırsak nihai amacımıza ulaşır ve ruhumuzun coşkusunu yaşayabiliriz.

Ben daha ufacıkken bunları öğrendim, biliyor musunuz!

Bebekken pırıl pırıldı her şey!

Mutlu Ereriş

Bunu beğen:

Beğen Yükleniyor...
Tags: Edebiyat
Previous Post

Uluyan Rüzgar

Next Post

Bu Benim Öyküm

Mutlu Ereriş

Mutlu Ereriş

bazen geriye yaslanır ama çok ileri gidersin!

Related Posts

Bu Yaşta Çocuk Olmak
Phılosophy

Bu Yaşta Çocuk Olmak

Kasım 7, 2025
Meditasyon Rehberi
Phılosophy

Meditasyon Rehberi

Aralık 3, 2025
Deniz Kestanesi
Phılosophy

Deniz Kestanesi

Kasım 7, 2025
Torbacı
Phılosophy

Torbacı

Kasım 7, 2025
Kuşbeyin
Phılosophy

Kuşbeyin

Kasım 7, 2025
Merhem
Phılosophy

Merhem

Aralık 4, 2025

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kopyalanamaz © 2012 whereishuman. Ellerimle yaptım & Mutlu Ereriş

No Result
View All Result
  • Home
  • Tıps
  • Phılosophy
  • Musıc
  • Book
  • Contact

Kopyalanamaz © 2012 whereishuman Ellerimle yaptım & Mutlu Ereriş

%d