Eğer yolunuz Avrupa’ya düştüyse siz de Türkiye’den sıkılmış olmalısınız. Bu yolculuk insan vaktiyle 6 Nisan sabahı saat 10’da başlıyordu. İzmir havayolları üzerinden önce İstanbul’a oradan da İtalya’nın Bologna şehrine uçuş yaparak Avrupa’ya gidecektik. Saat tam 10’da Türkiye’nin en işlek şehri olan İstanbul’a doğru yola çıkmıştık. Bulutlar pembe ve alacalı renkleriyle oldukça berrak, gökyüzü ise masmaviydi.
İstanbul’a vardığımız da Bologna’ya gidecek uçak neredeyse bizi hazır bekliyordu. Hemen uçak değiştirip yolumuza kaldığımız yerden devam edecektik. Bologna uçağı artık yola çıkmaya çok yakınken birdenbire sakin bir ses tonuyla..
b. Öyle boş boş uçuyoruz sanki, Neden bir karton sigara da sen almadın?
m. Oradan alırız diye düşündüm, Sevgilim.
b. Ekonomik olsun diye çabalıyoruz yaa be Adam!
m. Orada sigara yok mu demek istiyorsun?
b. Geri zekalı!
m. Avrupa seyahatinde Türk sigarası içmek saçma olmaz mı, sence?
b. Aptal!
m. Ne, adamların sigarasını bile satın almayalım mı?
b. Hayır, ben senden içerim. “ha-ha-ha”
Zeki kadındı. Sonunu bildiğini düşünürdü. Neresinden bakarsan bak, kendini görebilirdin. Işığı hapseden gözleriyle sizi sorgulardı. Hikayeyi birkaç kez dinlemek isterdi. Ona bir şeylerin hatırlatılmasını seviyordu. Adamın düşünme şeklini de sevmiş-ti ama düşüncelerini kestiremiyor-du. Ürkek biri olmadığından olayları küçük lokmalara bölmek istiyor-du, sadece. “İlk lokma da bendim – son lokma da benim” diye iç geçirdim, o an.
Sonra caz, müzik ve kahve eşliğinde uçaktaki böcek yolcuya takıldım. Nefesi hala sıcaktı. Çok hareket ediyordu ve böcekler zaten uçabiliyordu, bu yolculuğa çıkmasına ne gerek vardı. Sanırım yolunu kaybeden böcekler Avrupa’ya gidiyordu. Böceklerin kat etmesi gereken ne çok yol vardı.
Neyse! Sevgilim, sigara konusunda milliyetçiydi ve Avrupa seyahatimizde bundan bahsetmek bana hiç ilgi çekici gelmiyordu. Bana öğretilene göre yolunu kaybeden insanlar Kuzey’e gitmeliydi. Hatta yıldızı bile vardı, bunun. Siz de kesin duymuşsunuzdur. Hani şu meşhur Kuzey yıldızı. Şimal! Bütün bunlara rağmen tüm bu millet Avrupa’ya gitmeye çalışıyordu, böcekler bile.. Ne ilginçti!
Caz müzik sever misiniz? (O çok seviyordu.B.) Şopen’den bahseden bir Türk ile hiç tanışmamış, zoruna gidiyordu. Kendi ülkesinde yalnız kalmak canını çok sıkıyordu. Şopen hakkında ne biliyorsam Şopen’i en iyi bileceğim şekilde anlattım. Sonuç-ta Şopen cazcıydı. Bu alemde klasikleri vardı. Piyano ya kattığı o şevk, ruh, sizi yalnız olmadığınız konusunda uyarıyordu. Müziğe bayılırım. O da nektariye bayılıyordu.B.
Caz müzik “BRCMTL tuşlarına sırasıyla bas-tı-ğı-mız-da çık-an ses” dedim. “güldü”
Siz de bassanıza bir kere. “ha-ha”
Mümkünse bunu aynı zaman diliminde yapmaya çalışın. .ik gibi bir şey oluyor. Yeterince nefes alamıyor olsanız da nefesiniz asla tükenmiyor. Caz müzik sınavından geçmiştim.
Şope-ni-de ziyaret ettik.
Saygılarımızı bolca sunduk ve doğrudan Vatikan’a hareket ettik.
Merhaba!
Kopyalanamaz © 2018 WHEREISHUMAN. Ellerimle yaptım diyorum. Mutlu Ereriş