Küçük koridorlardan geçip, büyük bir odaya kapandım..
Odanın pencerelerini açıyorum arada..
Havaya karışmak için, su içiyorum mesela..
Kuyudan!
Koridorlardan geçerken oda da kapalı kalacağımı biliyorum, tabi..
Uyumak istiyorum mesela, koltukta..
Odanın her yerinde oturdum bir süre, ayakta durdum.
Direk gibi!
Işık içeri girerse diye kap karayım filan..
Bütün bunlar neden oluyor bilmiyorum, o zaman..
Beni tanıyanlar bilir ama..
Onlar her şeyi bilir!
Senin için neyin iyi olduğunu..
Neden oldu bunlar?
Ben kimim?
Nasıl kendim olurum?
Neyse!
Allah’tan Allah var
İlk mesajını iletiyor meleğinden..
Diyor ki;
Kahramanlar herkes yaşasın diye ölür!
Ama her zaman kahraman olmazlar..
Aldım mesajı ben tabi ama nasıl uykum var..
Meleğe, bu bir rüya mı? Diye soruyorum!
Kanatları var onun, kuş tüyünden..
Parlıyor sanki fosforlu yıldızlar gibi..
İlk ayaklarım uyuşuyor o zaman, akılsız başıma varana kadar..
Ayakta duruyorum o zaman!
Ama iyiyim ha..
Hiç ayakta duramayanlar var..
Tabi, Allah’tan Allah var!
Yüzüm kırışıyor, boktan gömlekler gibi..
Gözlerimin altından bir yerden su sızıyor..
Bir bardak daha içiyorum..
Kuyudan!
Sarı örtüsü yere değen,
Ama değdiği her yeri örten, bir melek geliyor yanıma..
Diyor ki;
Üzerine dökülen bu kırıntılar..
Sana ait değil ki!
Alıyorum tabi mesajı..
Kum saati diyorum, kum saati..
Gülüyor bana..
Sana ait değil ki!
Öpüyorum omzundan, kırmızı yanağını..
Biraz daha kalıyorum orada..
Perdeler açık, burnum tıkalı o zaman..
Tabi, Allah’tan Allah var!
Kıyamaz o bana!
Gönderiyor mesajı..
300 metrelik bronz bir heykel gibi, sapsarı parlıyor yüzüme yüzüme..
Gözüme sığmıyor yani!
Diyor ki;
Evet, bu bir rüya..
Artık uyan!
Uyumak istiyorum o an..
Uyutmayan şeyi unutmak..
Tabi, Allah’tan Allah var!
Havaya karışmak için su içiyoruz..
Hem de kuyudan!
Ruhum doydu sabah sabah… ruhum su içti hem de Mutlu’nun kuyusundan 🙂 Allahtan Allah var 🙂
çok sevindim 🙂
Dil kafesi, kalbin tam hizasında bir el, kabuk mağara ve ışık.. ‘Tanrı’ m dua et bize yakınındayız işte’
amin..