Belki bir gün, yalnız yaşamaya karar verirsin.
Ve bir kaç sokak ötede yaşarsın belki.
Kim bilir, belki şarkılarda bundan bahseder.
Bazıları dört dakika bahseder, bazıları beş dakika,
ve bazıları ister inan ister inanma ama,
on iki on üç dakika, bundan bahseder.
Gündelik bir kaç derdin olur zamanla.
Bide hiç iplemediğin dertlerin.
Sonun gelene kadar iplemezsin belki.
Şarkılarda bundan bahseder zaten.
Ve bende bir şeylerden bahsetmek istedim sana.
Sembolik günümde maliyetine anlatıyorum bunları.
Kıçı kırık bir taburenin tepesinde dile geldim yine.
Bir süredir dökülüyordum zaten,
şimdi ayakta bile duramıyorum.
Hani güneş doğmadan önce uyanırdık, ya hep!
Gün batmadan ayrılırdık.
Fener gibi parlaktı ya gözlerin.
İçime yayılan o ışığı hala unutamıyorum.
Şarkılarda bundan bahsediyor zaten.
Sakin bir esintide dinliyorum yine hayalini,
perdeler buruşuyor yine.
Sonsuza kadar diyor adam,
sonsuza kadar diyor kadına,
sonsuza kadar sevecekmiş onu!
Bunu ancak hayal edebilirmiş.
Belki bir gün diyor.
Belki bir gün, oltasının ucuna gelirmişsin.
Sırf bunun için bekliyormuş, koskoca denizde.
Sırf bunun için yem olurmuş ona.
Sabredenin elindeymiş her şey!
Sabırsızlar ayağının ucundaymış.
Aşkına yuttuğun yemden şarkılarda bahsederlermiş.
İşte bu yüzden!
Belki bir gün yalnız yaşamaya karar verirsin.
Ve bir kaç sokak ötede yaşarsın belki,
Kim bilir, belki şarkılarda bundan bahseder.
Bazıları dört dakika bahseder, bazıları beş dakika.
Ve bazıları ister inan ister inanma ama,
on iki on üç dakika, bundan bahseder.