Filtresiz sigaramı içerken!
Ruhumla teneke bir araba gibi oynayamıyorum artık!
Gözlerim bir deveninkinden farksız.
Ve bir kancanın üzerinde uyuyorum!
Yaşadıklarıma yem olmak,
ve biraz avlanmak isterdim doğrusu!
Bu satırlar arasında konuğum olmanı da!
Söz seni yemeyeceğim!
‘Sorusu olan var mı?’
Sabahtan akşama, bir avuç rüzgarın peşindeyiz!
Filtresiz sigaralar, hızla tükeniyor!
Dahası da var bu hapların.
Sil süpür, şu güzelleri.
Uykunda ki şu coşkulu kuğuları, ayinleri,
ve tavukları hatırla!
Damarlarına huzur aşılayıp!
Onurlandırdığın, sakinleştirdiğin,
her şeye kadir tanrı peşinde diyorum!
Söz seni vermeyeceğim!
‘Aranızda onun tam olarak hangi saatte evde
olmayacağını söyleyebilecek biri var mı?’
Onu bir asmaya benzetiyorum!
Biraz sarmaşık, arsız ve o her yerde!
Evsizlerin mesken tuttuğu sokaklarda,
Ceplerini ateşe veriyor!
Ama elleriniz üşümüyor işte!
Çölün üzerindeki boş gemiler gibi,
süpürge sopasıyla dolaşan trafik polisleri peşinde!
Söz senden vazgeçmeyeceğim!
‘Sevgili azı dişim nasıl gidiyor dostum?’
Acı bal gibisin ufaklık!
Buradayım çünkü açlıktan ölüyorum!
Dalaverelerini yutuyorum ama,
buraya çalması için küçük bir radyo getireceğim!
Ve ağız dolusu dumanı şefkatle içime çekerken,
gün ışığı yavaş yavaş dağılacak!
Ama söz, seni yutmayacağım!