Minicik suratı, kara iki noktadan oluşan gözleri ve nefes almaktan çekinmeyen heyecanıyla, telaşlı bir biçimde odaya daldı. Ona ismini koyduğum o yıldızlı gecede. Gözümden düşen damlalar bir yere dökülürken, ayrı gayrı olmasın diye “Kainat” demiştim ona! Çılgın geliyor biliyorum ama sonuçta bir hikayesi vardı işte!
-“Baba baba” gökyüzünde duran şu parlak şeyler de nedir? Çok güzeller! Hadi anlat bana, ne olur anlat!
Bir çocuğa, bu ismi veriyorsanız! Kendini tanıması için ona şansta vermelisiniz. Bu koca evreni anlatmak ve tanıtmak çok kolay olmasa da, çocuğunuzu mutlaka dinleyin! Yoksa bir yıldızın peşine takılıp, sizi peşinden sürükleyebilir!
Gel o zaman çıkıp biraz gecenin tepesine binelim. Kızım!
–Hihihih, tamam.
O gördüğün parlak şeylere yıldız deniyor.
–Aaaaa yıldız demek, peki yıldız nedir? Baba!
Yıldız, bir plazma küresidir. Bir araya toplandıklarında oluşturdukları gök adalar, gözlemlenebilir evrenin hakimidir. Sanırım bu yüzden ilgini çekiyorlar. Dünya’dan çıplak gözle görülebilen yaklaşık 6 bin dolayında yıldız vardır. Ve Dünya’ya en yakın yıldız, aynı zamanda Dünya üzerindeki yaşamın kaynağı da olan Güneş’tir.
-Ne, Güneş bir yıldız mı?
Evet kızım! Gün ışığı dahil olmak üzere Dünya üzerindeki enerjinin çoğunun kaynağı Güneş’tir. Diğer yıldızlar, Güneş’in ışığı altında kalmadıkları zaman yani geceleri gökyüzünde görünürler.
–Baba, gündüzleri tüm yıldızlar birleşip Güneş’e dönüşüyor olabilir mi? Sonra yorulunca da ayrılıp uyukluyorlar dır belki? Hihihih!
Bilmiyorum! Adı “Kainat” olan sensin, kızım!
Ama istersen sana yıldızlarla alakalı bir hikaye anlatabilirim.
–Çok isterim. Baba!
Peki! Bir zamanlar kocaman bir arazinin üstüne gökyüzü pencereleri isminde bir kasaba kurulmuş. Bu kasabada yaşayan insanların inançlarına göre, gecenin tepesi dedikleri yerden, yıldızları seyretmek çok kutsal ve çok önemliymiş.
–Neden, peki? Baba!
Çünkü bu tepenin bittiği yerde, yıldızların ebedi dinlenme mekanları olan “yıldız mezarlığı” varmış.
–Ne! Yıldızlarda mı ölüyor?
Aslında onları biz feda ediyoruz demek, daha doğru olur kızım!
–Nasıl yani?
Yıldızlar dilekleri yerine getirirler! Eğer kalpten istediğin bir dilek varsa, bunu ancak bir yıldızın enerjisi gerçekleştirebilir.
–Ooo, bu çok sihirli ve muhteşem bir şey.
Evet, öyle kızım! Gökyüzü pencereleri kasabasında yaşayan “Şimal” bir gün gecenin tepesine tırmanmaya karar vermiş. Yıldızlara daha yakın olmak ve onları gözlemleyerek, kendi dileğine kavuşmak istiyormuş.
Rivayetlere göre, bu tepenin üzerinde ayakta durmak ve kalbinden geçen dileği, gözlerini kapatarak haykırmak yeterliymiş.
“Şimal,” gözlerini açtığında gökyüzü birden bire hareketlenmiş ve yedi tane yıldız kayarak ayaklarının ucunda duran tepenin dibine doğru yuvarlanmışlar. İlk defa bir dilek için yedi yıldız kendini feda etmiş. Ve bu “Şimal’in” ilk dileğiymiş!
–Ne dilemiş? Peki, Baba!
Kaybolan insanların yolunu bulması için gökyüzüne sabitlenen bir yıldız olmayı dilemiş! Sadece bu tepeden değil, gökyüzüne gece vakti nereden bakarsak bakalım. Onun parlayan ışığını görelim istemiş! Bak şu an orada görüyor musun? Bize rehberlik ediyor.
–O “Şimal” mi?
Evet, Kızım! O her zaman kuzeyi ve yıldızların mezarlığını gösterir. Yolumuzu kaybettiğimizde “Şimal’e” bakıp yönümüzü tayin edebiliriz. Bu yüzden, o en fedakar ve en parlak yıldızdır. Bu arada “Şimal’in” bir mesajı var sana.
–Ne diyor? Baba!
Bir araya toplanan yıldızlara “gök ada” denir. Gök adalar gözlemlenebilir evrenin hakimidir. Sanırım bu yüzden ilgini çektiler. Ama sakın unutma sen “Kainat sın” diyor. Kızım!
–Tam anlayamadım!
Hikayeden etkilenip, gecenin tepesine çıktığında sakın ola daha önce istenmiş dilekleri dileme! Bütün yıldızları tepenin dibine yuvarlamak istemezsin ya da geceyi söndürmek!
–Baba! Ben “Kainat” ne demek, bunu çok iyi biliyorum. Gözlemlenemeyen evrenlerim var benim. Benim için endişelenmeyi bırakmalısın artık! “Kainat!” Dilek dilemez!
Minicik suratı, kara iki noktadan oluşan gözleri ve nefes almaktan çekinmeyen heyecanıyla, telaşlı bir biçimde odasına gitti. Ben yıldızları seyrederken!
Seni seviyorum Kızım!
Sana inanıyorum!
Muhteşemdi?
Masaldan anlıyorsun 🙂
Yine güzel bir hikayeyle yüreklerimizi yakaladın.
Ne mutlu bana 🙂 Şifa olsun! Teşekkürler.
Hem bilgilendirici hem masalsı. Tebrik…
Keyf olsun! Teşekkürler.
Teşekkür ederim Mutlu. Bu güzel ve anlam dolu hayat hikâyesi hem bilgilendirdi hem de insan ruhu saf duyguya bürünüyor. Temizleniyor, daha iyi hissetmesine neden oluyor. İhtiyacımız var. Devamını dilerim. Sevgiyle kalın. Hep görüşmek üzere.
Ne mutlu bana. Bunları duymak baya iyi hissettiriyor bana da. Bir kaç versiyon yazma denemesi üzerine çalışıyorum. Uzun bir hikaye için. 🙂 Şifa olsun. Sende sevgiyle kal!
Geceye dair ne güzel bir yazı ?
Keyf olsun!