En çok müebbet alanlara adil davranırlar bu koridorlarda!
Çünkü adalet, suçlunun hapse girmesi demek değildir.
Birine bedel ödetmek gerekir sadece.
Ve bu yüzden yaşadığıma tanık olan herkes beni suçlayabilir!
Sırf bu yüzden ölümüme kimse tanıklık etmez.
Ve özgürlüğümden bahsettiğim kızın özgürlükten bahsettiğini hep hatırlarım!
Kısık sesle, sanki ayıpmış gibi irkildiğimi,
ve birilerinin şahitliğinde mahkum edildiğimi,
hepsini, hepsini hatırlarım!
Adil olmak gerekirse, güzel anların fotoğrafını çekmemek gerekir.
Çünkü öldüğümüzde aleyhimize delil olarak kullanılabilirler.
Tesirini kaybetmiş yaralarımız,
iltihabı artmış hüzün,
kendinden geçmiş kadın,
ve orada ki tek kişilik yatak!
Her şey ve herkes suçludur!
Sadece bedel ödersin.
Ve hepsi senin seçimindir.
Adalet yerini hep bulur.
Büyük annen şahittir.
Annen şahittir.
Baban şahittir.
Kardeşin, karın ve hatta hakimde şahittir.
Yasalar önünde suçlusundur.
Bunların böyle olmasını sen istemişsindir.
Böyle olacağını biliyorsundur.
Ayağa kalkmanı söylerler.
Karar verilir.
Ömür boyu hapse böyle mahkum edilirsin!
İsyanı iğrenç bir hücreden seyreder.
Ya da mutfaksız hapishanede açlıktan ölürsün.
Şimdi;
Çocuğumu kapına bırakıyorum.
Çok güzel olduğunu düşünüyorsan,
ona bakıp bunu onaylarsın.
Hem o seninde çocuğun!
Onu yirmi yıl sonra görmeyi planlıyorum.
Onu iyi yetiştir.
Bedelini ödemeye gidiyorum!